Sağlam Bir Başlangıç
Stratejik planlamanın, bir kurumun geleceğini şekillendiren pusulası olduğundan ve misyon, vizyon, hedefler gibi temel bileşenlerden oluştuğundan bahsettik. Ancak bu değerli yol haritasını oluşturma sürecine balıklama dalmadan önce, atılması gereken kritik hazırlık adımları vardır. Tıpkı sağlam bir bina inşa etmeden önce zeminin etüt edilmesi, doğru malzemelerin seçilmesi ve usta bir ekibin kurulması gerektiği gibi, etkili bir stratejik planlama süreci de sağlam bir hazırlık ve organizasyon temeli üzerine inşa edilmelidir. Çoğu zaman göz ardı edilen veya aceleye getirilen bu başlangıç aşaması, aslında tüm sürecin başarısını ve ortaya çıkacak planın uygulanabilirliğini doğrudan etkiler. Hazırlık ve organizasyon aşaması, stratejik planlama yolculuğunun ilk ve belki de en önemli adımıdır. Bu aşamada; üst düzey liderliğin tam desteğini almak, süreci yürütecek doğru ekibi kurmak, ilgili tüm paydaşları ve hatta halkı sürece dahil etmek ve kurumun bu çabaya ne kadar hazır olduğunu dürüstçe değerlendirmek gerekir.
Peki, bu adımlar neden bu kadar kritik ve başarılı bir stratejik
planlama süreci için nasıl sağlam bir zemin hazırlayabiliriz?
1. Zirveden Başlamak: Üst Düzey
Desteğin Tartışılmaz Gücü
Herhangi bir önemli kurumsal
girişim gibi, stratejik planlamanın da başarılı olabilmesi için en tepeden,
yani üst düzey yöneticilerden (Başkan, Yönetim Kurulu, Belediye Başkanı,
Meclis, Genel Müdürler vb.) tam ve görünür bir destek alması şarttır. Bu destek
sadece sembolik bir onaydan ibaret olmamalıdır. Üst düzey liderliğin sürece
inanması ve sahip çıkması, ona meşruiyet ve otorite kazandırır; tüm
organizasyona bu işin ne kadar önemli olduğu mesajını verir. Liderlerin
desteği, planlama süreci için gerekli olan zaman, bütçe ve personel gibi kritik
kaynakların tahsis edilmesini garantiler. Daha da önemlisi, liderler,
hazırlanan stratejik planın sadece rafta tozlanan bir belge olarak kalmaması,
uygulamaya geçirilmesi ve takip edilmesi sürecinde kilit rol oynarlar. Planın
savunuculuğunu yapar, hedeflere ulaşılması için gereken kararları alır ve
organizasyonu bu yönde motive ederler. Ayrıca, planlama süreci veya sonuçta
ortaya çıkan değişimler kaçınılmaz olarak bazı dirençlerle karşılaşabilir;
liderlik desteği, bu dirençlerin aşılmasında kritik bir faktördür. Bu desteği
sağlamak için, stratejik planlamanın kuruma sağlayacağı somut faydaları
liderlere net bir şekilde anlatmak, onları sürecin en başından itibaren dahil
etmek ve sürece olan bağlılıklarını kurum içinde görünür kılmalarını sağlamak
önemlidir.
2. Doğru Ekibi Kurmak: Planlama
Takımının Stratejik Rolü
Stratejik planlama süreci,
genellikle bu işe adanmış bir planlama takımı tarafından yürütülür. Bu takım,
sadece toplantıları organize eden bir sekreterya değil, sürecin motorudur.
Görevleri arasında; gerekli bilgileri toplamak ve analiz etmek, tartışmaları
yönlendirmek ve kolaylaştırmak, farklı görüşleri sentezlemek, plan taslaklarını
hazırlamak ve tüm paydaşlarla koordinasyonu sağlamak bulunur. Bu nedenle,
takımın doğru kişilerden oluşması hayati önem taşır. İdeal bir planlama takımı,
kurumun farklı fonksiyonlarını (finans, pazarlama, operasyon, İK vb.), farklı
yönetim seviyelerini ve farklı bakış açılarını temsil etmelidir. Takım
üyelerinin analitik düşünme becerisine, stratejik bakış açısına, iyi iletişim
yeteneklerine ve kurum içinde belirli bir saygınlığa sahip olması beklenir.
Takımın ne çok büyük (karar almayı zorlaştıracak kadar) ne de çok küçük
(yeterli çeşitliliği sağlamayacak kadar) olmaması önemlidir. Takım üyelerinin
rolleri, sorumlulukları ve karar alma yetkileri net bir şekilde tanımlanmalı ve
en önemlisi, bu önemli görevi yerine getirebilmeleri için yeterli zaman ve
kaynak ayrılmalıdır.
3. Birlikte Yürümek: Paydaş ve
Halk Katılımının Kritik Önemi
Stratejik planlama, sadece kapalı
kapılar ardında birkaç yöneticinin veya planlama takımının yürüteceği bir süreç
olmamalıdır. Özellikle kamu kurumları veya sivil toplum kuruluşları için bu
daha da belirgindir, ancak özel sektör için de geçerlidir: Paydaşların ve
(uygun durumlarda) halkın sürece anlamlı bir şekilde dahil edilmesi planın
başarısı için kritik öneme sahiptir. Geniş katılımın birçok faydası vardır.
Öncelikle, farklı paydaş gruplarından (çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler,
ortaklar, yerel topluluk vb.) gelen farklı bakış açıları ve bilgiler, planın
daha gerçekçi, daha kapsamlı ve daha yenilikçi olmasını sağlar; planlamacıların
gözden kaçırabileceği önemli noktaları veya potansiyel kör noktaları ortaya
çıkarır. İkinci olarak, insanlar kendilerini etkileyecek kararların alınma
sürecine dahil olduklarında, ortaya çıkan plana karşı daha fazla sahiplenme
duygusu geliştirirler ve planın uygulanmasına daha istekli olurlar. Katılım,
sadece bilgi almak değil, aynı zamanda ortak akıl oluşturmak ve bağlılık
yaratmaktır. Özellikle kamu kurumları için, halkın katılımı şeffaflığı artırır,
güven inşa eder ve planın gerçekten toplumun önceliklerini yansıttığından emin
olunmasını sağlar. Ayrıca, paydaşlar genellikle planın uygulanması sırasında
karşılaşılabilecek potansiyel engelleri veya zorlukları önceden görme konusunda
değerli içgörüler sunabilirler. Bu katılımı sağlamak için kilit paydaşlar
belirlenmeli ve onlara ulaşmak için anketler, birebir mülakatlar, odak grup
çalışmaları, çalıştaylar veya halka açık forumlar gibi çeşitli yöntemler
kullanılmalıdır. Sürecin şeffaf olması ve alınan geri bildirimlerin dikkate
alındığının gösterilmesi katılımın anlamlı olmasını sağlar.
4. Yola Çıkmadan Önce: Kurumsal
Hazırlık Seviyesinin Dürüstçe Kontrolü
Tüm bu hazırlıkların ortasında,
durup sormak gereken önemli bir soru vardır: "Kurum olarak bu stratejik
planlama yolculuğuna gerçekten hazır mıyız?". Hazırlık seviyesinin
(readiness) dürüstçe kontrol edilmesi, sürecin başarısı için hayati bir adımdır.
Bu değerlendirme, kurumun anlamlı bir stratejik planlama sürecini yürütebilecek
kapasiteye, istekliliğe ve uygun koşullara sahip olup olmadığını anlamayı
amaçlar. Kendimize sormamız gereken bazı kilit sorular şunlardır: Gerçek ve
samimi bir üst düzey liderlik taahhüdü var mı? Bu çaba için yeterli zaman,
bütçe ve insan kaynağı ayrılabilir mi? Kurum, zor konularla yüzleşmeye ve belki
de statükoyu sarsacak zor kararlar almaya istekli mi? Mevcut kurum kültürü,
planlamayı, değişimi ve katılımcılığı destekliyor mu, yoksa direnç mi
gösteriyor? Stratejik analizler için gerekli verilere ve bilgilere erişimimiz
var mı? Zamanlama doğru mu; örneğin, kurum şu anda tüm dikkatini gerektiren
büyük bir krizin ortasında mı? Bu sorulara verilecek dürüst cevaplar, olası
hazırlık eksikliklerini veya potansiyel engelleri sürecin en başında
belirlememizi sağlar. Bu eksiklikler giderilmeden veya riskler yönetilmeden
planlamaya başlamak, boşa harcanan çabaya ve hayal kırıklığına yol açabilir.
Hazırlık seviyesini kontrol etmek, yolculuğa çıkmadan önce aracın deposunu,
lastiklerini ve motorunu kontrol etmek gibidir.
Sağlam Bir Başlangıç, Başarılı
Bir Gelecek
Stratejik planlama sürecinin
hazırlık ve organizasyon aşaması, genellikle göz ardı edilen ancak başarının
temelini atan kritik bir adımdır. Bu aşamayı bir formalite olarak görmek
yerine, ona gereken önemi ve zamanı vermek, tüm planlama sürecinin ve nihayetinde
ortaya çıkacak planın kalitesini, uygulanabilirliğini ve etkisini doğrudan
belirler. Üst düzey liderliğin sarsılmaz desteğini almak, yetkin ve adanmış bir
planlama takımı kurmak, ilgili tüm seslerin duyulmasını sağlayacak katılımcı
mekanizmalar oluşturmak ve kurumun bu yolculuğa gerçekten hazır olup olmadığını
dürüstçe değerlendirmek, atılacak en sağlam adımlardır. Sağlam bir başlangıç
yapmak, sadece planlama sürecini kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda
kurumunuzu arzu ettiği başarılı geleceğe taşıyacak stratejik planın hayata
geçme olasılığını da önemli ölçüde artırır. Stratejik planlama yolculuğunuza bu
temel adımları atarak başlayın ve başarının temellerini sağlam atın.
Yorumlar
Yorum Gönder