"İhtiras kuvvetli olduğu zaman, muhakemeyi altüst eder," der Satı El-Hursi ve o can alıcı tespiti ekler: "Heyecan, düşünceyi felce uğratır." Yıllarca bu cümlenin, sadece zihinsel bir körlüğü, mantıklı düşünme yetisinin anlık kaybını tarif ettiğini sanırdım. İhtirasın ve hırsın, insanın sadece aklını başından aldığını, onu hatalı kararlara sürüklediğini düşünürdüm. Ancak Cacilda Jetha’nın Cinselliğin Şafağı kitabındaki o çarpıcı satırlarla, o bilimsel gerçekle yüzleşince meselenin rengi değişti. Meselenin sadece "düşünce felci" olmadığını, hırsın bedeni de içeriden çürüten, damarları tıkayan ve kalbi durduran biyolojik bir zehir olduğunu dehşetle fark ettim. Hayatı "sıfır toplamlı bir oyun" olarak gören, başkasının kazancını kendi kaybı zanneden, komşusunun mutluluğundan kendine pay değil, acı çıkaran o "rekabetçi" insan modelinin, neden sadece çevresini değil, bizzat kendini de yiyip bitirdiğini anlamak için Pennsylvania’nın kuzey...